28 Aralık 2022 Çarşamba

JÜPİTER NEPTÜN BALIK KAVUŞUMU 2020 MART


 JÜPİTER NEPTÜN BALIK KAVUŞUMU

23 derce Balık Burcunda Markab Sabit yıldızıyla kavuşumda ; Bu yıldızonur, zenginlik, servet, şiddetli ölümler, üzüntü,yas,melankoli, depresyon, kazalara yol açabilmesiyle tanınıyor.Jüpiterle beraber yazılı kanunlar, yargı,hukuki sözleşmeler, anlaşmalardan kaynaklanan kayıplar, yargı kararlarında kaynaklanan sürgünler olarak yer bulmuş. Neptün etkisi ise; Plutonik ( Kalde dekan sistemine göre) çalışmakta olup , hayallerin ölümü, şiddetli ölümler, narkotik problemler ,derin hayal kırıklarını ifade ediyor.2011 yılında Balığa giren Neptün aslında gölgeli taraflarıyla bir akışa bırakma, fazla hayalperest yaklaşımlar,atalet duyguları ve en önemlisi belirsizlik ,önümüzü görememe gibi sorunlarıyla beraber gelmişti. Neptün Koça girdiğinde ölüm uykusundan da uyanmış olacağız hem de öyle böyle değil.Jüpiter burada bu konulara ayyuka taşır konumda. Elbette b,ireysel haritalara göre şans ve fırsatları da getirecektir ancak dikkat edilmesi gereken konu, şans ve fırsat gibi konuların gerçekten öyle olup olmadığının iyi analiz edilmesi .Çünnkü hemen sonra yaz aylarında Jüpiter Koça girdiğinde bunun pek de öyle olmadığıyla yüzleşebiliriz..Ve Jüpiter yeniden Balığa retro yaptığında alınan kararlar üzerinden yeniden geçmek durumunda kalabiliriz.
GENEL ETKİLER; Spritüel çalışmalar, ruhsal gelişim, sanatsal ilhamlar, yaratıcılık, duygusal tatmin,sezgilerin güçlenmesi, meditasyon,yoga vs eğitimler almak, çalışmalar yapmak, bilinçaltı çalışmaları yapmak,rüyalarla beraber sembolller okumak, tıp ve alternatif tıp, şifa konularında buluşlar, iyileşmeler görülebilir. Bireysel haritalarınız ve ev konumlarına göre bulunduğu bölgeye iyi açılarl bereket ve şifalanma getirebilir. Olumsuz etkileri ise ; Din üzerinde kutuplaşmların artması, bulaş hastalıkların artması, toplu ölümler, deniz savaşları, deniz kazaları,deniz kirliliği, müsilaj vs, okyanus ve pasific denizlerinde donanma ve gemiler,doğlagaz, enerji ve petrol türevi ürünlerin tedariğinde sıkıntı, enerji kaynaklı savaşlar, nükleer,radyoaktif,radyum ve benzeri kaza, sabotaj,silah vs şeklinde yayılması doğaya ve insanlara zarar vermesi,biyolojik silahlar(virüsler), uyuşturucular, antidepresanlar, uyuşturucu ticareti skandalları, sahte içkilerden*ilaçlardan kaynaklı ölümler, hiper enflasyon,ekonomik krizler,hayallere kapılıp fazla risk almak, aldanmak, aldatılmak, madolyonun arka yüzünü görmemek, yalan haberler, kirli bilgiler, yönsüzlük, belirsizlik, doğru ve yanlışın iç içe olması, Büyük depremler, seller, su felaketleri denizlerden ve sulardan gelen salgın* ölüm tehlikesi, değişen hava koşulları, fırtınalar, şimşek ve tsunamiler,meteor yağmurları, sert gökyüzü fenomenleri, soyut imgelerle ilgili çalışmalar, mateverse gibi, sanal alemelrin yükselişi, yapay zeka, uzay , dünyadaki gizli dini tarikatlerin afişe olması, sahte dini liderler, din savaşları,Rahman ile Deccalin savaşı,Liderlere suikastler, tüm dünyada skandallar, entrikalr, tuzaklar, sağ gösterip sol vurmak.
166 YIL SONRA; 12 Nisan 2022 de yeniden kavuşacak olan kavuşum ,dönem itibariyle dünyada önemli gelişmelere tanıklık edeceğimiz bir 13 yıla girdiğimizi gösteriyor. 13 yılda bir yaşanan kavuşumlar aslında yarattıkları etkilerle her büyük kavuşum etkisi gibi olayları dejavu etkisiyle yeniden yaşatıyor. Uranüs ve Plutonun da Boğa burcunda olduğu 1856 yılı Osmanlı Devletinin kasasının boşalmaya başladığı, mecburi değişim ve dönüşümlere maruz kaldığı, dayatılan yaptırımların zararlarının çöküş döneminin başladığı yıllar olarak tarihe geçiyor. İngilizlerin Bizans oyunlarıyla Rusya ile karşı karşıya getirilen Osmanlı!!! Ve sonuçlar itibariyle batıya, özellikle İngiltereye yarayan anlaşmalar. Aynı*benzer konular farklı isimler ,ülkeler, liderler ve durumlarla ama aslında tam da alt batta aynı zemin konularla yine önümüzde. Türkiyenin bu dönemde yapacağı anlşamalara son derece dikkat etmesi gerekiyor.Bir önceki kavuşum ise 1690 KARLOFÇA ANLAŞMASI ilgilenenler bakabilir.CHERNOBYL KAZASINDA Jüpiter Balık Gad akrep idi. HİROŞİMA Yine bir jüpiter Neptün kavuşumlu saldırıdır. 1971 Jüpiter Neptün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasını getirmişti.1984 Gnadi Sukasti ve AİDS VİRÜSÜ konularını dünyaya taşıdı.Bir sonraki büyük kavuşum 24 Mart 2035 te Koç Burcunun 21derecesinde Baten Kaitos Sabit yıldızıyla olacak. Bu Sabit yıldız mecburi göçleri ve deniz savaşlarını da anlatır. Zaten 2030 yıllarıyla başlayacak olan temiz su ve enerji savaşlarına denk gelen bir zaman aslında. Türkiye Jeopolitik coğrafi konum avantajlarını iyi yönetebilmelidir. Ve olası uluslarası anlaşmalara son derece dikkat etmelidir. Yapılacak yanlış anlaşmalar Ekonomik olarak oldukça zor bir döneme bizi sürükleyebilir. 12 Nisan 15 55 te tam 23 .58 dk gerçekleşecek tutulmada istanbul haritasına göre Terazi burcu yükselirken 6.evde kavusacak. Ülke haritasına göre ise 4. ve 10.ev konularını önemle vurguluyor. Sağlık sistemi ve hastanler, artan işsizlik, işçiler, hizmet sektörü ve sendikalar, hak, hukuk ,yargı ve adalet sistemleri, uluslararası diplomasi ve ilişkiler, siyasi dengeler ve siyasi krizler, vatan sınırları ve güvenliğimiz, hükümetin yeni kanun ve yasa tasarıları .
Akdeniz, Ege ve Kardeniz başlıca konularımız olacak, DENİZLERİMİZ!!!! Deniiz sınırlarımız, deniz ticaret yolları, boğazlar ve bunlarla ilgili anlaşmalar, denizlerimize sabotaj, limanlar, denizlerimizdeki enerji kaynaklarımız.Seyahat ve turizm konusunda istenen *beklenen sonucun alınamaması.Bu dönemde Hükümetin yaptığı, yapmadığı her konunun olumlu olumsuz sonuçlarını ise tam bir yıl sonra Jüpiter Koç*şiron kavuşumu ve natal şiron tetiğiyle zor bir yoldan öğreniriz.
Aynı şekilde yeni imzalanan Paris İklim anlaşmasını da incelemenizi öneririm. uzun vadede ülkemize getirisi götürüsü ne olur şekinde bir düşünelim. Dönemin iki önemli anlaşmasını sizlerle paylaşıyorum.
1856
PARİS BARIŞ ANTLAŞMASI
Paris Antlaşması, Rusya ile Kırım Savaşı'nı kazanan Osmanlı İmparatorluğu, Birleşik Krallık ve Fransa arasında 30 Mart 1856 tarihinde imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.
Tamamı 31 madde olan Paris barış antlaşmasının getirdiği başlıca hususlar şunlardı:
Taraflar savaş sırasında işgal ettikleri toprakları iade edeceklerdir.
Osmanlı İmparatorluğu Avrupa devletler topluluğunun bir üyesi olacak, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı Avrupa devletlerinin ortak garantisi altına konacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu ile antlaşmayı imzalayan devletlerden biri veya birkaçı arasında anlaşmazlık çıkarsa, taraflar kuvvet kullanmadan önce, diğer imzacı devletlerin aracılığını kabul edeceklerdir.
Osmanlı padişahının 18 Şubat 1856'da ilan ettiği "Islahat Fermanı" devletlere tebliğ edilecek ve devletler de bunu kabul edeceklerdir. Bu ferman, ilgili devletlere, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç işlerine karışma hakkı vermeyecektir.
Boğazların kapalılığını öngören 1841 Boğazlar Sözleşmesi esaslarının devamlılığı kabul edilecektir.
Karadeniz tarafsız olacak ve askerlikten tecrit edilecektir. Karadeniz'deki tüm tersaneler yıkılacak ve hiçbir devletin donanması bulunmayacaktır.
Tuna'da ulaşım serbestisi yeniden kurulacak ve bunu sürekli kılmak için antlaşmayı imzalayan devletlerin temsilcilerinden bir "Tuna Komisyonu" kurulacaktır.
Eflak ve Boğdan'a muhtariyet verilecek ve muhtariyet devletlerin ortak garantisi altına alınacaktır. Her iki eyaletin de birer meclisi olacak ve hiçbir devlet Eflak ve Boğdan'ın iç işlerine karışmayacaktır.
Sırbistan'ın daha önce Osmanlı İmparatorluğu'ndan almış olduğu hak ve imtiyazlar devletlerin ortak garantisi altında olacak ve Osmanlı İmparatorluğu izinsiz olarak Sırbistan'a askeri müdahalede bulunamayacaktır.
Sadrazam Ali Paşa görüşmeler sırasında kapitülasyonların kaldırılmasını istedi ama sonuç alınamadı.
ISLAHAT FERMANI 18 Şubat 1856
Islahat Fermanı veya Islâhat Hatt-ı Hümâyûnu Tanzimat’ın ilanından sonraki uygulamalarla ilgili olarak özellikle gayrimüslimlere yeni haklar tanıyan 18 Şubat 1856 tarihli hatt-ı hümâyun.
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde devletin yıkılmaktan kurtarılması amacıyla; siyasi kuruluşlar, kişi hakları ve yeni kurumların kurulması konularında yapılması tasarlanan köklü değişiklikler için Sultan Abdülmecid zamanında yayımlanan fermandır. Tanzimat Dönemi'nin önde gelen devlet adamlarından biri olan Sadrazam Mehmed Emin Âli Paşa tarafından büyük Avrupa devletlerinin arzuları doğrultusunda hazırlanarak yürürlüğe konmuştur.
İlan edilme sebebi, Tanzimat Fermanı ile benzerlik gösterir. Bu ferman da Avrupalı devletlerin desteğini almak ve Kırım Savaşı'nı sona erdirecek Paris Antlaşması'nda kazanımlar elde etmek amacıyla ilan edilmiştir.
İmparatorluk boyunca en önemli fermanlar: 3 Kasım 1839'da Tanzimat Fermanı, 18 Şubat 1856'da Islahat Fermanı ve 1860'ta da Sultan Abdülaziz fermanları olarak sıralanır. Bu fermanlarla, devletin çöküşünün toplumsal ve ekonomik nedenleri araştırılmadan, bazı Batı kuruluşlarını ve anlayışını devlete getirmekle devletin kurtarılabileceği sanılmış fakat bu fermanlarla toplumdaki kuruluş ve anlayış ikileme düşmüş, din merkezli dünya görüşü ve bu anlayışla kurulan kuruluşlarla birlikte Batı asıllı kuruluşlar arasındaki çatışmalar sonucunda toplumun içinde daha büyük sorunlar çıkmış, çöküşü önleyeceği düşünülen ıslahat fermanları, beklenen etkiyi gösterememiştir.
Bu dönemde Batı'nın ekonomik desteğine, vereceği borçlara gereksinim duyan Osmanlı Devleti, bunları ancak Batı devletlerine çeşitli imtiyazlar tanımak koşuluyla elde edebilmiştir. Bu imtiyazlar sayesinde Osmanlı topraklarına giren yabancı sermaye ve yatırım, sahip olduğu imkân ve güçle yerli sanayiyi büyük ölçüde öldürmüştür. Böylece Osmanlı Devleti yarı sömürge bir devlet hâline gelmiş, bütün ekonomisi ve zengin kaynakları Batılı devletlerin eline geçmiştir.
Islahat Fermanı, Tanzimat'ın devamı olarak nitelendirilebilecek bir değişim olarak da kabul edilebilir. Zaten fermân Paris Antlaşması metni içerisinde yer almış; antlaşmanın imza aşamasında ise Batılı devletler tarafından Rusya'nın Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasının engellenmesi neticesinde yapılan baskı ile ilân edilmek durumunda kalmıştır.
1856 Islahat Fermanı, Osmanlı tebâası içerisinde gayrimüslimlere yönelik birtakım hakların verilmesini içermektedir. Avrupalı devletlerin Fransız İhtilali'nin yaymış olduğu milliyetçilik akımlarından etkilenerek Balkanlar'da isyanlar çıkarmakta olan gayrimüslim azınlıkları ülkeye bağlamayı amaçlamaktadır ve dolayısıyla amaçlanan hedeflerden biri de Avrupalı devletlerin bunları bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasını önlemektir.
Ferman, bir Osmanlı toplumu oluşturmayı amaçlar. Irk, dil, din vb. ayrımı yapmaksızın bir Osmanlı milleti oluşturmayı amaçlar ki 19. yüzyılda devletin kötü gidişâtını durdurmak amacıyla ortaya çıkan fikir akımlarından Osmanlıcılık kapsamındadır. Tanzimât Fermânı (Gülhane Hatt-ı Şerif-î, 3 Kasım 1839)'nın amacı azınlık isyanlarını önlemek, azınlıkları bahane ederek Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasını önlemek ve toprak bütünlüğünü korumaktır.
Canan Başoğlu
2020 Mart Warsaw

Yorum Gönder

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Start typing and press Enter to search